Feeds:
Posts
Comments

Posts Tagged ‘ramazan’

Mekke’de cezalandırılıp eziyet çektigimiz zaman Hz. Muhammet (Sav) ‘Habeşistan’a gidin!’ dedi. ‘Adil kralın ülkesidir. Orada kimseye haksızlık yapılmaz!’” – Cafer bin Ebu Talip (r.a.), Cagrı filminden

 

Popülizm maalesef ülkemizde (ve ümmetde) çok ekmek yediriyor siyasetçilerimize. Maalesef popülist soylemleri en iyi kullananlar, en yüksek oyları alıyorlar. Ozellikle de din siyasete alet edilince bir sinerji oluşuyor. Saf düşünceli insanlar bu tarz soylemler karşısından hipnoz oluyor ve gözleri boyanıyor. Artık at gözlügüyle bakmaya başlıyorlar. Bu hipnoz edici söylemleri yapanlara karşı en ufak bir itiraz bile ‘vatan hain’ligi olarak görülebiliyor. “Bak yine Israil-Amerika lobisi iş başında” gibi lafları az duymuyoruz. Işin vahim tarafı bunları gerçekten inanarak söylüyorlar.

Artik popülizmi bırakmanın ve hakkaniyetli davranmanın vakti geldi, geçiyor… Somut belgelerle, istatistiklerle, delillerle işlerimizi yapmayı ögrenmemiz lazım. Birisi herhangi bir konuda “Batı”yı eleştiriyorsa, ben o kişinin soylediklerini ne kadar somut delillerle destekledigine ve kendisinin temas ettigi konuda neler yaptıgına bakıyorum. Ornegin Islamofobi konusunda Avrupa/Amerika’yı eleştiren bir siyasetçi, acaba Islamofobi’nin ve müslümanlara yapılan saldırıların azalması için ne gibi çalışmalar yapıyor (e.g. diplomasi yoluyla), kendi ülkesindeki diger dinden insanlara saygısı ne kadar, ve Avrupa/Amerika’daki islamofobiyle ilgili ne gibi istatistikler var elinde. Bu sadece bir örnek, onlarca örnek verilebilir (e.g. Batı medyası, Batı’da özgürlükler)…

Islamofobi örnegini verdigim için bu konuyla devam etmek istiyorum. Diger aklınıza gelen örneklere uyarlayabilirsiniz… Benim hayatımın çogu Ingilterede geçti. Cok kültürlü bir toplum oldugu için her tür insanla yaşadım, tanıştım. Ayrıca ingilizler ve Birlesik Krallık’ta yasayan diger etnik unsurlara baglı insanlarla da hep içli-dışlı oldum (yani gözlemlerim yüzeysel degil). Sunu en başta soylemeliyim: Ingilterenin bazı mahallelerinde tabiki problem yaşanıyordur fakat ben genel olarak bu insanların başka dinlere ve inançlara çok saygılı oldugunu gözlemledim. Hele bizlere nazaran çok öndeler. Burada başı örtülüsünü geçtim, burkalı (sadece gözleri görünür şekilde) dolaşan binlerce bayan var. Sokaklarda Kuran dagıtıp insanları Islama çagıran yüzlerce insan var. Cuma namazında sokaklara taşan cemaatler dahi gordum. Her okul ve üniversitede cuma namazının kılınması için yerler tahsis ediyorlar. Büyük marketlerde çalışan muslumanların, alkol reyonunda çalışmamasına izin veriyorlar. Müslüman çogunlugun oldugu herhangi bir ülkede düşünelim bu durumu: bırakın gayri-müslimleri, Cuma namazına gidenleri bile işten kovanları ve devletin bu konuda hiçbir uygulanan yasasının olmamasını düşününce, durumun ne kadar içler acısı oldugunu anlatmama gerek yok. Aralarında Ramazan ayının ne oldugunu bilenler, oruç tutanlara saygılılar. Ornegin Ramazan dışında ben ve arkadaşlarım yemeklerimizi dışarıdan alır ve ofiste sohbet ederek yerdik. Fakat Ramazanda arkadaşlarım canım çeker diye bir ay boyunca ofiste yemek yemedi (ve bunu başımada kakmadılar). Ayrıca kendi ulkelerinde zulüm görmüş, buralara sıgınmış ve burada insan yerine konmuş binlerce Müslüman var (Türkiye Türkleri/Kürtleri de dahil). Helal-haram yiyecekler belki bizdekinden daha belirgin…

Kimsenin kimseyle derdi yok! Herkes işinde, gücünde… Bizim bu insanlardan ögrenmemiz gereken çok şey var – nasıl onlarında bizden ögrenebilecekleri şeyler oldugu gibi…

Sadece Muslumanlara degil, yabancılara da genel olarak saygılılar. Ingiltere’de okula başladıgım ilk gün arkadaşlarım beni “merhaba, hoşgeldin”lerle karşıladılar. Hocam (ingiliz bir bayandı) benim ingilizcemin iyi olmadıgını duymuş ve sınıftakilere kendimi evimdeymiş gibi hissedeyim diye Turkce kelimeler dagıtmış. Kardeşlerime de ingilizce bilmiyorlar diye ozel Türkce bilen hoca tutmuşlardı durumları düzelene kadar.

Simdi ben bütün bunları gördükten sonra kusura kalmayın ama mesnetsiz şekilde “Batı şöyle-böyle” diyemem. Sezar’ın dahi hakkını Sezar’a vermek lazım. Tabiki kötü olaylar yaşanabiliyor ama onları “Batı” diye genelleyemeyiz. Nasıl bazı medya kuruluşlarının (Amerika’daki Fox TV gibi, özellikle terörizmle ilgili) genellemelerinden müslümanlar olarak rahatsız oluyorsak, bizde onları genellemeyelim. Somut bilgilerle ve suçlu kişilerle ilgilenelim, ‘genel’le degil!

Medyalarında da işini iyi yapan insanlar oldugu gibi, tetikçi insanlarda bulunuyor tabi. Bu tarz insanlara karşı bizlerinde sesini duyurabilecek yetkililerle irtibata geçmemiz lazım. Ozellikle liberal yazarlar bu konularda ezilen/sesini duyuramayan toplumlara sahip çıkıyorlar. Batının liberalleri, bizdeki liberaller gibi “çakma” degil. Gerçekten samimiyetle ulkemize/cografyamıza bakabilenler var. Ulkemizin dogrusuna dogru, yanlışına yanlış diyenler… Kimin söyledigine degil, söylenen dogrumu ona bakalım!

Sunuda çok duyuyorum: “Onlar Turkiyenin iyiligini düşünmezler!” (Devlet nazarında) Herhalde düşünmeyecek! Bir lafı söylemeden önce birazcık düşünsek çok yol katedecegiz. Sen onların iyiligini düşünüyormusun? Gece uykuların mı kaçıyor “Nasıl yardım edebilirim” diye? Ne bekliyoruz? Bizim için kendilerini öldürsünler mi? Menfaatlerinden feragat mi etsinler? Devletler arasında rekabet her zaman olmuştur, bundan sonrada olacaktır. Paranoyak olmaya da gerek yok! Korkma herkes kendi (devletinin) menfaatini düşünmekte, seni degil! Onlara lanet okumak yerine kendi siyasetçi ve diplomatlarımıza yoneltelim nacizane eleştirilerimizi. Bu ülkemizin somut olarak daha çok yararına olacaktır.

Amerikanlar/Ingilizler kendilerini, devletlerini, ülkelerini eleştirebiliyorlar; ve bu konuda ‘petition’lar aracılıgıyla organize oluyorlar. Seslerini üstdekilere duyuruyorlar. Bizde ise devlet ve devleti yönetenler (haşa!) Tanrı gibi gorülüyor. Eleştirirsen “vatan haini” oluyorsun. Başına eziyet gelirse, “devlete baş kaldırdıgın için” hakketmiş* oluyorsun. Devlet ve milletimizin yanlışlarını** dahi savunmamız bekleniyor.

Kusura bakmayın ama ben yapmayacagım…

Gazze’deki durumu gördükten sonra Birleşmiş Milletler’den (UN Official) Chris Gunness’in videosu… Ayrıca yüzlerce gayri-müslim ve ‘Batılı’, isimli (e.g. Tom Hurndall, Rachel Corrie) yada isimsiz kahramanı da görmezlikten gelmek en yumuşak tabirle ‘vefasızlık’ olur!

PS: Burada verdigim islamofobi ve Batı örneklerini ‘uç’ örnekler olduklarından ve soylemimi daha akılda kalır hale getirmek için kullandım. Fakat bırakın bizim ‘Batı’yla olan münakaşalarımızı, kendi içimizde ki tartışmalarda bile popülist soylemler havada uçuşuyor! Argümanını istatistikle ve/yada somut verilerle destekleyenlerin sayısı çok az! ‘Ajan’, ‘vatan haini’, ‘ülkeyi satmıyoruz sizin gibi’, ‘Amerika uşagı’ gibi soylemler çok prim yapıyor… ‘Vatan haini belirleme bakanlıgı’ kesildi herkes! Yazık bize! Gerçekten çok yazık!

”Müslümana haram çeşme” kıssasını okumanızı tavsiye ederim

** “Islami” terör örgütlerini bile eleştirtmeyenler var. “Sen Müslüman degilmisin?” diyor adam bana. Neymiş, onları desteklemezsem “Batı”yı desteklemiş oluyormuşum. “Birazda onların çocukları ölsün” diyor. Allah akıl fikir versin! Kısır bir döngü içindeyizde haberimiz yok! Vicdanını kaybedenin, pek birşeyi kalmamıştır. Dininden de…

Read Full Post »

Bu yardımlar, kendilerini Allah yoluna vakfeden yoksullar içindir. Bunlar yeryüzünde dolaşıp geçimlerini sağlama imkânı bulamazlar. Halktan istemekten geri durmaları sebebiyle, onların gerçek hallerini bilmeyen kimse, onları zengin sanır. Ey Resulüm, sen onları simâlarından tanırsın! Onlar yüzsüzlük ederek halktan bir şey istemezler. Şunu bilin ki, hayır adına her ne verirseniz mutlaka Allah onu bilir. (Bakara, 273)

(i) Cok hosuma giden bir ayet. Cunku Allah’tan baskasından birseyler istemek hep zor gelmistir bana. Bu yuzden gencligimde ailemden uzak gurbetde kaldıgım zamanlarda dahi, kimseden maddi (sorunlar olmasına ragmen) yardım istemedim. Allah(c.c.)’a guvendim ve O’da bin sukurler olsun hic kimseye muhtac etmedi beni (ve kardesimi)… Fakat zor o gunlerimde benim halimi soran/arastıran, ve yardım teklif eden insanlar oldu. Onları hic unutmadım; unutturmasın Allah!

Bu ayetden kendime de (ins.!) bir ders cıkardım: Dostlarımla, zor durumlarında gelip benden yardım isteyebilecekleri sekilde samimi olmaya calıstım. Bu sayede ne onlar yardım isteme konusunda kendilerini kotu hissediyorlar, ne de ben yapmam gereken bir isten kacmıs oluyorum. Insanız, dusmez kalmaz bir Allah’tır! Kimin ne zaman (maddi yada manevi yonden) kayacagı belli olmaz. O gunlerde dostlarımıza sahip cıkmalıyız. Onlar anlatmazsa, biz bulmalıyız.

(ii) Roller Coaster’a ilk bindigimde hic korkmamıstım ama hemen ardından ikinci kez bindigimde korktugumu hissettim; ki tam tersi olmalıydı normalde…

Bunun nedenini dusundugumde ilk bindigimde Allah’ın beni koruyacagına ve onun izniyle birsey olmayacagına tam guvendigimden Roller Coaster’da eglenebildim. Fakat hemen sonrasında tekrar bindigimde Allah’a (kalben) guvenden daha cok kendime, cesaretime ve tecrubeme guvendim; tabi Allah’da bunun icin kalbime korku verdi…

Allah’a ne zaman tam olarak guvensem, kalbime sekine verdi ve ben o isten/durumdan alnımın akıyla ve heyecanlanmadan cıktım (gerek is mulakatı olsun, akademik sunum olsun yada daha deminki ornekteki gibi adrenalini yuksek aktiviteler olsun)…

Allah(c.c.) bize kendine tam inanan ve guvenenlerden eylesin!

(iii) Ben yıllardır sabahları kahvaltı yapmayan bir insanım. Bir cay icerim, kahvaltımı ise ogle gibi yaparım. Fakat Ramazanın daha ilk gunu – sahurda yemek yemis olmama ragmen – sabah okula giderken acıktıgımı hissettim. Kendi kendime “daha iftara 11-12 saat var. nasıl dayanacagım?” diye soylenirken, aklıma “sen zaten kahvaltı yapmazdın! ne acıkması?” dedim. Bunun (Seytanın ve/yada nefsin ufledigi) bir vesvese oldugunu anladım, ve hemen o saniyede aclıgım gitti. Butun gun boyuncada hic acıkmadım, uzun ve yorucu bir gun olmasına ragmen.

Insanin ruh haleti her gun, hatta her saniye bile aynı olmayabiliyor; ve Ondan(c.c.) farkında olmadan uzaklasabiliyoruz. Bize devamlı Allah’ı hatırlatacak arkadas ve objelere ihtiyacımız var!

PS: Sunnetullah’ın daha fazla arastırılması ve halka ogretilmesini cok onemsiyorum – bizim hayata olan dar bakısımızı genisletecektir

Read Full Post »