Feeds:
Posts
Comments

Posts Tagged ‘sosyal medya’

evrim
‘Hocam evrimciler sadece zevk almaya yarayan kilitorise nasıl bakıyorlar. Birde bunu, ayağı, göğüsü seven erkeklere mantıksal açıklama getiriyorlar mı?’

Atayizler/Evrimciler hadi bunu da açıklasın!” tarzı emaillere alıştım artık 😀 Bu – kimden geldiği belli olmayan – emaili de ciddiye alıp, nispeten uzun ve referanslı bir cevap verdim 😀 Geri cevap yazmadı hatırladığım kadarıyla…

Ergenlik yıllarımdan beri blog yazısı yazıyorum (iyi ki sosyal medya yoktu o zamanlar!) fakat son 5-6 senedir vaktim (ve enerjim) olmadığından ne fazla yazabiliyorum ne de eski türkçe yazılarımı geri dönüp okuyabiliyorum (ki gramer ya da içeriğine çeki-düzen vereyim). ‘Türkçe yazılar‘ sayfasında da bahsettiğim gibi maalesef özellikle 2017-öncesi türkçe yazılarım ingilizce yazılarımdan genelde daha didaktik ve biraz arabesk. Türkçe yazı yazma tarzımı (birçok sebepten dolayıi) zamanla değiştirsem (ve – umarım – geliştirsem) de yine de fazla türkçe blog yazısı paylaşamadım – arada (‘Az iş çok laf’ adıyla) bir podcast işine biraz giriştik yakın bir arkadaşımla fakat yoğunluktan onu da devam ettiremedik. Bundan dolayı aklıma (türkçe) bir blog yazısına uygun fikirler geldikçe ya da bana fikir verildikçe bunları öncelemeye çalışacağım.

Bu seriyi paylaşma fikri eşimden geldi. Onunla arada-sırada bana gelen emailleri (ya da DM’leri) paylaşırım ve fikrini alırım. Fakat bazılarına sadece kahkaha atmakla kalıyor 😀 Burada da hep beraber gülelim diye bana gelen bazı email/DMleri – tabi ki kişisel bilgileri kaldırarak – paylaşacağım. Ayrıca üzerinden en az 3 sene geçmiş olanları seçtim – ki bundan dolayı atanların dahi unuttuğunu umuyorum (çünkü ben 6 ay önce yazdıklarıma dahi şaşırıyorum çoğu kez!)…

Aşağıdakilerin hepsi (‘gerçek’ hayatta) tanımadığım insanlardan (laps diye) geldi 😀 Seviyeyi çok düşürenlerin dışında – ki onları paylaşmıyorum/paylaşmam (ifşaya karşıyım) – kimseyi (saçma dahi olsa) sordukları sorulardan dolayı aşağılama(dı)m. Buradakilerin çoğuna dahi vaktim el verdikçe cevap verdim. Bazıları geri cevap vermeye/teşekkür etmeye tenezzül etmese de 😀

Buyrun efendim. Nasıl yardımcı olabilirim?

‘liverpooldan kabul alsam birlesik kralliga geldigimde beni kim karsılar ve ben nerede kalabilirim suan okul ortalam 4 uzerinden 3.73 yuz uzerinden 92’

Liverpool’dan kabul alamadı – bu yüzden kimse karşılamak zorunda kalmadı 😀 Arkadaşın sonradan (aklına estikçe attığı) daha komik ve gereksiz soruları da vardı ama (çok ufak) bir ihtimal tanıyanlar varsa kim olduğu belli olabilirdi – ondan paylaşmıyorum

‘… bir kardeşim var onun yüksek linsansını yurt dışında almasını istiyoruz nasıl yardımcı olabilirsiniz?’

Nasıl yardımcı olabilirim? Mesela yarın gelsin başlasın hemen! 😀

‘Merhabalar, üniversite bölümünüzle ilgili konuşabilir miyiz?’

‘Merhaba ben ingilizce için yardım isticektim de sizden’

Kendi türkçem iyi olsa önce oradan başlardım – ne yazık ki değil 😀
Fakat o kadar çok bu ve benzeri soru geliyor(du) ki – sonradan vicdan azabı çekmemek için – bu konuda üç blog yazısı yazmak zorunda kaldım 😀
1- İngiltere’de akademik kariyer için tavsiyeler
2- İngiltere’de okumak/yaşamak
3- İngiliz kültürüne dair gözlemlerim

‘Biraz kilom var rejim yapamıyorum bir türlü hep iştahım var’

Arkadaşı bir doktor arkadaşa yönlendirdiğimi hatırlıyorum 😀

“Gerçekmişsin moralim bozuldu gidiyorum” dedi ve gitti…

Hala (Mart 2025) sıfır paylaşım ve takipçi 😀 (bahsettiği tweet)

‘Sizce Fizik bilimini kapsıyan dünyanın en büyük sorunu nedir bunun icin ne yapılmalıdır.’

Yarın ilk iş sorarım kardeşim 😀

Şimdilik kısa ve tadında dursun. To be continued… 😀

Read Full Post »

Gönül muhabbet ister podcast bahane! 🙂
Genelde, başarılı, bilgili ve ‘cool’ insanlarla hafif konularda muhabbet ediyoruz. Twitter’da #AzIsCokLaf hashtagini kullanarak öneride bulunabilirsiniz. (Not: Yavaş konuştuğumuzu düşündüğünüz bölümlerde Spotify ya da Youtube’un 1.2x hızlandırma özelliğini kullanabilirsiniz)


Az İş Çok Laf – Bölüm 24: Suriyeli mülteciler üzerine – Ahmet Utku Akbıyık (17/06/2022)

Hostlar: Fikri Çiçek (LinkedIn) ve Mesut Erzurumluoğlu (Twitter|Blog)

Konuk: Ahmet Utku Akbıyık (Twitter)

Bu bölümde, Harvard Üniversitesi’nde doktora yapan Ahmet Utku Akbıyık’la Türkiye ve dünyadaki Suriyeli mültecilerin sosyal medya kullanımı ve sorunları üzerine konuştuk. Akbıyık aynı zamanda bir popüler kültür ve bilim dergisi olan Mesail‘de yazılar kaleme alıyor.


Bizi Twitter‘dan takip edin!

Az İş Çok Laf – Bölüm 25: Yakında! Podcastimizi SpotifyYouTubeApple Podcasts ya da Google Podcasts‘ten takip edin ve arkadaşlarınızla paylaşın!


İntro müzikleri:

Altın Gün – Goca Dünya
Kemal Sunal’ın ‘Umudumuz Şaban’ filminden bir sahne

Öneri, soru ya da reklam için: coklafazis.podcast@gmail.com

Podcast episode edited by: Mesut Erzurumluoğlu & Fikri Çiçek

Read Full Post »

Ne en güçlü, ne de en zeki olanlar hayatta kalır… Hayatta kalanlar değişime en çok adapte olabilenlerdir.” – Charles Darwin’in söylediği iddia edilir


Cambridge Üniversitesi’ne nasıl kabul aldın?

Twitter’da gördüm sanırım: “Aynı soru sana üç defa sorulduysa bir blog yazısı yazma vakti gelmiştir”e benzer bir cümleydi. Ben de “Cambridge Üniversitesi’ne nasıl kabul aldın?” ve benzeri sorularla pek çok defa karşılaştıktan sonra birşeyler karalamaya karar verdim. Leicester Üniversitesi’nde çalışırken bunun onda biri dahi sorulmamıştı 😉

Doktora öğrencilerine, doktorayı yeni bitirenlere ve akademik kariyer düşünen gençlere yönelik uzun bir doküman hazırladım. Az da olsa ingilizce terimler kullandım ama merak eden herkes okuyabilsin diye elimden geldikçe azaltmaya çalıştım (Not: iyi derecede ingilizce bilmeyenlerin iyi üniversitelere girmesi, hasbel-kader girdiyse de oralarda tutunması zor).

Okuyacağınız herşey benim şahsi düşüncelerim ve hiçbirine katılmak zorunda değilsiniz. Eminim yazdıklarımda hatalar ve eksikler olacaktır; bunları da bana bildirirseniz dökümanı hep beraber geliştirmiş oluruz. Katkıda bulunanlara da bir şekilde değineceğim. Şimdiden teşekkürler!

Darwin’e atfedilen yukarıda paylaştığım hakikat dolu sözle bir bağlantı kuracak olursam, evet, bir akademisyen için çok akıllı/zeki olmak bir avantajdır. Ama oyunun kurallarını (örneğin ‘arkadaşlarım/hocalarımla aramı nasıl iyi tutarım?‘, ‘iyi makale nasıl yazılır?‘, ‘nasıl fon getiririm?‘i) öğrenmek ve onlara göre adapte olmak da en az o kadar önemli – özellikle akademide oldugu gibi ‘oyun’un kuralları devamlı degişiyorsa… İşin bu kısımlarına da vakit harcayın.

Aşağıdaki dökümanda “Doktora sürecinde nelere dikkat etmeliyim?”, İngiltere’de akademik kariyer opsiyonları, “CV ve ‘Personal statement’ nasıl hazırlanır?“, ‘mülakat anı, öncesi ve sonrası neler yapmalıyım?‘, tez yazarken dikkat edilecekler, makale yazarken dikkat edilecekler ve prosedür, “Hocanızla ilişkiniz nasıl olmalı?” gibi konularda bilgiler ve tavsiyelerim bulunuyor. Umarım yardımcı olur. İlgileneceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza da yollarsanız sevinirim.

Ek olarak ilgili video ve tweetler:

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Biyomühendislik ve Elektronik Mühendisliği lisans öğrencilerine sunum (13 Mayıs 2020)
Brit-Iş TV’den Ergin Balabeyoğlu’na verdiğim kısa roportaj
Rafşan Çelik’le Cambridge Üniversitesinde Akademisyen Olmak ve İngiltere’de Yaşam, Kültür ve Akademik Hayat uzerine (Instagram üzerinden*) söyleşi yaptık (3:38’de başlıyor).


Ingiltere’de üniversiteler – genel kurallara uyma dışında – devletten bağımsızdır. Örneğin hepsi kendi fonunu kendi bulur, yani büyük bir şirket gibi işlerler. Fakat en büyük fon 7 senede bir devletten gelir – üniversitelerin başarı seviyesine göre. Bu da onunla ilgili bir Tweet zinciri
Kıymetli Prof. Hikmet Geçkil Hocamın da bu dokümanı tavsiye ettiğini gördüm ve mutlu oldum. Umarım faydalı olmuştur

Read Full Post »